Amsterdam'ın en çılgın oteli

Blog yazarı Artyom Achkasov yazıyor:

Hollanda'nın başkenti - göz alıcı bir yer. Dünyanın dört bir yanından buraya gelen macera severler, dumanla kaplı özgürlük atmosferinde tüm tutkularını aynı anda serbest bırakmak için bir araya geliyorlar. Muhtemelen, bu sıra dışı otel tam da böyle insanlar için yaratıldı.

Bir zamanlar Amsterdam tersanesinde vinçler gürültü yapar, yükleyiciler çalışır ve halatlar yükten dolayı gıcırdarken, burada devasa gemiler inşa ediliyordu. Sonra tersane ihtiyaç kalmadığı için kapandı (1979'da kapandı) ve kısa süre içinde sanatçılar ve diğer hipiler buraya yerleşti, tüm vinçler söküldü. Yani neredeyse hepsi.

Bugün eski tersane resmi ve popüler bir partileme yeri haline geldi - eski depoların ve konteyner yığınlarının sanat evi atmosferinde hipsterlar ve basitçe sıradan turistler yaşamaktadır.

Bu yer Avrupa'nın en popüler parti mekanlarından biridir. Ayrıca çeşitli fotoğraf çekimleri için gerçek bir cennet.

Bölgenin hâkim unsuru, kelimenin tam anlamıyla, 1951 yılında Hensen şirketi tarafından inşa edilen son hayatta kalan devasa liman vinçtir. Bu, uzun yıllar boyunca terkedilmiş kalan sadece 13 numaralı vinçti.

Tarih, Edwin Kornman Rudy'nin bu vinci satın alıp ona bir otel açma fikrinin nereden kaynaklandığını gizli tutuyor, ama bu yapıldı, nasıl yapıldığını söylemeye gerek yok!

Vinç tamamen söküldü ve restore edildi. 2011'den 2015'e kadar süren üç buçuk yıl süren yenileme çalışmasının ardından, toplam ağı 198 tondan 295 tona yükseldi - neredeyse 100 ton! Yapı güçlendirildi, buraya asansörler ve yeni alanlar eklendi. Yani, sadece 35 ile 50 metre yükseklikte yer alan toplamda üç oda mevcut.

Merkezi platforma hem asansörle hem de spiral merdivenle çıkılabilir.

Merdiven boşluklarından eski tersane ve şehre harika manzaralar açılıyor.

Platformada çok işlevli bir alan bulunmaktadır; burası üçlü bir amaca sahiptir: burada ofis yer almakta, 70 kişilik partiler düzenlenmekte ve ayrıca 1 Gbit'e kadar internet bağlantısı olan profesyonel bir televizyon stüdyosu bulunmaktadır.

Odalara yalnızca asansörle çıkılabilir.

Her odanın dekorasyonu bir milyondan fazla euroya mal oldu. Ve bu arada, ekipmanın ve malzemelerin büyük kısmı reklam karşılığında takasla temin edildi. Yine de, üç odanın toplam maliyeti olan üç buçuk milyon euro, gerçekten şaşkınlık ve hayranlık uyandırıyor. Ancak asıl şoku, Hollanda'nın en iyi tasarımcılarının çalıştığı odaları gördüğünüzde yaşıyorsunuz.

Aşağıdaki Free Spirit odası 36 metrekare hem endüstriyel tarzda hem de hafif bir delilik hissiyle tasarlanmıştır.

Odanın ikinci katında manzaralı bir banyo bulunmaktadır.

Orta boy Secret odası benzer bir alana sahiptir, ancak daha da halüsinatif bir şekilde tasarlanmıştır.

«Üst düzey» Mystic odası, tasarım ve lüksün bir kombinasyonudur; odadan neredeyse 50 metreden şehre en çılgın manzara açılmaktadır.

Bekleyin, en harika manzara bu odadan değil, vinçin en üstünde yer alan devasa açık jakuziden açılıyor!

Eklemek gerekir ki, vinç rüzgarın etkisiyle hafif bir şekilde döner, bu yüzden pencereden manzaralar sürekli değişiyor.

Otelin hizmetleri arasında Amsterdam'a özel jetle transfer ve ardından limuzinle otele götürülme bulunmaktadır. İsteğe bağlı olarak kişisel bir koruma da sipariş edilebilir.

Böylesi bir otelde kalmanın keyfi pahalıdır - gecelik 450 eurodan 1600 euroya kadar. Ama söylemek gerekir ki, burada boş oda bulmak neredeyse imkansızdır. Elbette, çünkü bu otelde "get high" kavramı hem mecazi anlamda hem de gerçek anlamda algılanmaktadır.

Yine de bununla yetinmeyenler için otel sahipleri, sadece 85 euroya ip ile okçuluk kulesinden atlama imkanı sunuyor - 90 metrelik bir düşüşle!

Gerçekten çılgın bir yer!

Fotoğraflar ve metin - Kaynak